Dünyanın iki süper gücü olan ABD ve Çin, son dönemde gerçekleştirdikleri askeri geçit törenleriyle global askeri güçlerini ve stratejik yeteneklerini sergileyerek, uluslararası arenada dikkat çekmeye devam ediyor. Bu törenlerin yalnızca askeri bir gösteri olmadığını, aynı zamanda her iki ülkenin siyasi mesajları ve jeopolitik duruşları açısından büyük önem taşıdığını biliyoruz. Bu nedenle, yapılacak bir karşılaştırma, her iki ülkenin askeri güçleri, yenilikçi teknolojileri ve gelecekteki stratejileri hakkında önemli bilgiler sunabilir.
Askeri geçit törenleri, tarih boyunca devletlerin güçlerini göstermek, ulusal birliği pekiştirmek ve düşman ülkelere bir mesaj iletmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. ABD, son askeri geçit törenlerinden birini Temmuz 2023’te, Bağımsızlık Günü kutlamaları kapsamında düzenledi. Bu etkinlik, yalnızca askeri bir gösteri olmanın ötesine geçerek, Amerikan halkına bağımsızlık ve özgürlük temalarını vurgulamayı da hedefliyordu. Tepeden tırnağa donanımlı birlikler, hava kuvvetlerinin en yeni uçakları ve deniz kuvvetlerine ait muhteşem gemiler, izleyicilere Amerika'nın askeri gücünü ve teknolojik üstünlüğünü göstermekteydi.
Öte yandan, Çin’in gerçekleştirdiği geçit töreni ise Ekim 2023’te, Halk Kurtuluş Ordusu'nun kuruluşu vesilesiyle organize edildi. Bu etkinlik, özellikle ulusal birlik ve Çin'in uluslararası prestijini artırma amacıyla bütün dünyanın dikkatini çekti. Milyonlarca izleyici önünde gerçekleştirilen bu gösterinin en dikkat çekici yönlerinden biri, Çin’in yerli üretim askeri teknolojilerinin sergilenmesiydi. Kızıl Ordu’nun rengarenk kostümleri, yüksek teknoloji ürünü silahlar ve dronlar, süper güç olma yolundaki kararlılıklarını simgeliyordu.
Her iki ülkenin askeri geçit törenleri, yalnızca güç gösterileri değil, aynı zamanda askeri stratejilerin ve teknolojik yeniliklerin de vitrine çıktığı platformlar. ABD, son yıllarda özellikle siber savaş teknolojileri ve insansız hava araçları (İHA'lar) alanında önemli atılımlar yaptı. Askeri geçit töreninde sergilenen en yeni nesil İHA'lar, izleyicilere, Amerika'nın hava sahasında nasıl bir hakimiyet sağlamayı hedeflediğini gözler önüne serdi. Aynı zamanda, siber güvenlik alanında geliştirdikleri yazılımlar ve teknolojilerin, muhalefet durumlarında nasıl bir avantaj sağlayabileceği konusunda sinyaller verdi.
Çin ise, askeri geçit töreninde öne çıkan en dikkat çekici unsurlardan biri olan YZ destekli sistemler ve dronlar ile sahne aldı. Özellikle, tamamen yerli üretim olan bu teknolojiler, Çin’in askeri bağımsızlığını pekiştiren bir unsur olarak ön plana çıktı. Çin’in askeri harcamalarının son dönemde %10’un üzerinde bir artış göstermesi, ulusal güvenlik stratejisi doğrultusunda gerçekleştirdiği yenilikçiliği destekliyor. Ayrıca, Asya-Pasifik bölgesinde artan jeopolitik gerilimlere karşı hazırlıklarını güçlendirmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu iki süper güç arasındaki askeri geçit törenlerinin karşılaştırılması, sadece iki farklı askeri gücün ne durumda olduğuna değil, aynı zamanda bu güçlerin geleceğe dair stratejilerine de ışık tutuyor. ABD’nin klasik askeri stratejileri, hava ve deniz gücünde üstünlük sağlama temelli iken, Çin’in ise kara birliklerini modernize ederek ve teknolojik yenilikleri entegre ederek askeri gücünü artıracak şekilde bir dönüşüm geçirmesi dikkat çekiyor. Her iki ülkenin gelecekteki askeri çatışmalarda nasıl bir yol izleyeceği, bu tırmanışta belirleyici faktörlerden olacaktır.
Sonuç olarak, ABD ve Çin’in askeri geçit törenleri, yalnızca birer askeri gösteri olmanın ötesinde, jeopolitik hedeflerin, stratejik planlamaların ve teknolojik yeniliklerin sergilendiği önemli platformlardır. Her iki ülke de kendi ulusal çıkarlarını gözeterek, çeşitli stratejiler geliştiriyor ve bu gösteriler aracılığıyla kendi güçlerini sergiliyor. Gelecekte, bu askeri güçlerin nasıl bir araya geleceği veya birbirine meydan okuyacağı, uluslararası ilişkilerdeki dengelerin ne şekilde şekilleneceği konusunda önemli bir belirleyici olacaktır.