Antalya, 15 Ekim 2023'te bir doğal felakete sahne oldu. Sadece 45 dakika süren dolu yağışı, kentte büyük bir yıkıma neden oldu. Şehir genelinde özellikle tarım arazileri ve araçlar büyük hasar görürken, sıradan vatandaşların hayatları da bu felaketten olumsuz etkilendi. Dolu yağışının ardından yaşananları gözyaşlarıyla anlatan tanıkların ifadeleri, bu tablonun ne derece dramatik olduğunu ortaya koydu.
Antalya'da meydana gelen dolu olayında, birçok vatandaş aniden bastıran doluya yakalandı. Şehrin çeşitli bölgelerinde etkili olan dolu, özellikle tarım alanlarında büyük zarara yol açtı. Çiftçiler, dökülen dolunun ürünlerini mahvettiğini ve yıllarca emek verdikleri tarlalarının gözleri önünde yok olduğunu dile getirdi. İsmail Usta (45), "Dolu 45 dakika sürdü ama o süre içinde yaşamımız değişti. Tarlamda her şeyimi kaybettim. Bunu kabullenmek zor, gözyaşlarım doluyor. Emekle büyüttüğüm ürünlerimin hepsi bir anda yok oldu," dedi.
Öte yandan, dolu yağışı sebebiyle kentteki birçok aracın camları kırıldı, şehre gelen turistler de dolunun etkisi altında kaldı. Restoranlar ve açık alanlar, dolu yağışına karşı sığınak görevini üstlendi. Bu durum, Antalya'nın turizm açısından üzerindeki olumsuz etkileri net bir şekilde ortaya koydu. Turistlerden biri, "İlk başta hava çok güzeldi, birdenbire gökyüzü karardı ve dolu yağmaya başladı. Ne yapacağımızı bilemedik," şeklinde konuştu.
Felaketin hemen ardından yerel otoriteler, hızlı müdahale ekipleriyle birlikte bölgeye ulaştı. Hasar tespit çalışmaları başlatıldı. Valilikten yapılan açıklamalar, çiftçilerin ve vatandaşların uğradığı zararlar için yardım alınabileceği yönündeydi. Ancak, bu durumlara karşı alınan önlemlerin yetersiz kalabileceği kaygıları dile getirildi. Tarım alanları için sera sistemlerinin yaygınlaştırılması, gelecekte benzer felaketlerin yaşanma olasılığını azaltabilir.
Antalya, klimatik değişikliklerin en çok hissedildiği bölgelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Yaz aylarının aşırı sıcak geçmesi, kış mevsimlerinde beklenmedik soğuk ve dolu olaylarının yaşanmasına neden oluyor. Meteoroloji uzmanları, bu tür yağışların gelecekte daha sık yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Başta tarım alanları olmak üzere şehirdeki altyapıların güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Ahmet Yılmaz (62), yaşanan olayın kendilerini yeniden düşünmeye sevk ettiğini belirtiyor: "Bütün bunlar bize ders olmalı, doğanın gücünü her zaman göz önünde bulundurmalıyız."
Antalya'da yaşanan bu dolu felaketi, toplumsal farkındalığın arttırılması açısından önemli bir fırsat sunuyor. Tarımsal üretim için devletten sağlanacak destekler, yalnızca bu dönemde değil, gelecekteki doğal afetler için de hazırlıklı olmamızı sağlayacak. Şehirdeki halk, uzaktan da geçmeyen bir acı ve kayıplarla yüzleşirken, hatırlamamız gereken en önemli şey, doğanın gücüdür. Bu tür afetlerin üstesinden gelmek için birleşmek ve birlikte hareket etmek şart.
Sonuç olarak, Antalya’daki dolu felaketi, sadece bir doğa olayı değil, aynı zamanda insan hikayeleriyle dolup taşan trajik bir ders niteliğindedir. Doğanın gücünü anlayarak, gelecek nesiller için daha hazırlıklı bir toplum oluşturmak için çalışmalıyız. Kentimizin yaşanan bu olaydan sonra daha dayanıklı hale gelmesi, herkes için hayati bir sorumluluktur.