İstanbul'un doğal güzelliklerinden biri olan Belgrad Ormanı’nda kaybolan mimar Ece Gürel, 4 gün boyunca süren yoğun arama çalışmaları sonrası bulunan talihsiz bir olayla ilgili olarak tüm Türkiye'yi derin bir üzüntüye boğdu. Ece Gürel’in kaybolması, ailesi, arkadaşları ve meslektaşları arasında büyük bir endişe yaratmıştı. Ne yazık ki, 4. günde ormanlık alanda bulunan Gürel, hastaneye kaldırılmasına rağmen yaşam mücadelesini kaybetti. Bu trajik olay, toplumsal dayanışmanın ve arama kurtarma çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Ece Gürel’in Belgrad Ormanı’nda kaybolması, 10 Ekim 2023 günü gerçekleşti. Doğayla iç içe zaman geçirmeyi seven Gürel, gün içerisinde arkadaşlarıyla birlikte yürüyüş yapma planı yapmıştı. Ancak, ormanda bir süre kaybolduktan sonra kendisinden haber alınamamıştı. Ailesinin ihbarı üzerine, İstanbul Arama Kurtarma ekipleri ve gönüllüler, bir an önce genç mimarı bulmak için seferber oldular. Kayıp ihbarında bulunan aile, Gürel’in daha önce yaşadığı kaygı bozukluğu nedeniyle kaybolmuş olabileceğinden şüphelenerek, ekiplerden yardım talep etti. Ormanlık alanda her geçen saat, arama kurtarma çalışmalarını daha da zorlu hale getiriyordu. Ekipler, kaybolduğu bölgeyi drone ve köpeklerle tarayarak çalışmalarını sürdürdü.
Arama çalışmaları, 14 Ekim sabahı Ece Gürel’in bulunmasıyla son buldu. 4 gün süren yoğun bir arayışın ardından, bir grup arama kurtarma ekibi, şans eseri Gürel'in izine rastladı. Durumu kritik olan Gürel, ekipler tarafından hızla hastaneye kaldırıldı. Ancak burada verdiği yaşam mücadelesi 15 Ekim tarihinde son buldu. Hastane yetkilileri, Ece Gürel’in yaşamına son vermeden önce yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığını açıkladı. Bu haber, ailesine ve yakınlarına büyük bir acı yaşatırken, mimarlık camiasında da derin bir üzüntü yarattı. Ece Gürel’in kaybı, hem profesyonel hem de sosyal yaşamındaki acı kaybın derinliğini hissettirdi.
Gürel'in cenaze töreni, İstanbul'da yakınlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Törende, arkadaşları ve meslektaşları, onu son yolculuğuna uğurlamak için bir araya geldi. Çok sayıda kişi, Gürel’in mimariye katkılarını ve hayatına duyulan özlemi dile getirdi. Törende konuşan bir meslektaşı, “Ece, sadece bir mimar değil, aynı zamanda güzel bir insandı. Onu asla unutmayacağız,” sözleriyle derin bir sevgi ve saygıyla Ece’nin anısını yaşatacaklarını belirtti.
Ece Gürel'in vefatı, yaşanan bu olayın sadece kaybolma değil, aynı zamanda ruh sağlığının önemini de bir kez daha gözler önüne serdi. Belgrad Ormanı’nda yaşanan bu trajik durum, bireylerin ruh sağlığı üzerinde de ciddi etkiler bırakabileceğinin altını çiziyor. Her gün yüzlerce insan, doğayla baş başa kalarak stres atarken, ruh sağlığı sorunları yaşayan bireyler için bu durum daha karmaşık bir hal alabiliyor. Ece Gürel gibi çok sayıda insan, gittikleri yerlerde kaybolma korkusuyla yaşayarak, aynı zamanda ruhsal zorluklar ile baş etmeye çalışıyor. Bu tür olayların daha fazla yaşanmaması adına, toplumun bu konudaki farkındalığının artması ve gerekli önlemlerin alınması büyük bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyor.
Ece Gürel'in yaşamı, mimarideki başarıları yanı sıra, insanlara umut ve ilham veren bir figür olarak da kalacak. Kendisi sadece bir mimar değil, aynı zamanda doğa aşığı bir bireydi. İlk başta Belgrad Ormanı'nda geçirdiği zaman, onun doğaya olan sevgisini gösteriyordu. Bu derin kaybın ardından, Ece’nin anısını yaşatmak adına birçok proje ve etkinlik düzenlenmesine yönelik çağrılar da yapılmaya başlandı. Gelecek nesiller için Ece Gürel’in hatırası ve mirası, ruh sağlığı bilincinin artırılması adına önemli bir örnek teşkil edecek.
Sonuç olarak, Ece Gürel’in anısına ve yaşadığı zorlu süreçlere dikkat çekmek için daha fazla insanın duyarlılık göstermesi gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu olay, yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda toplumsal açık kapı bırakma ve yardımlaşma gereksinimini de ortaya koymaktadır. Mimar Ece Gürel’in hayatındaki bu trajik son, hayatın ne denli kıymetli olduğunu ve bir insanın kaybolmasının ne denli derin acı verebileceğini hatırlatıyor. Onun anısına saygı duruşu ile birlikte, ruh sağlığının öneminin gün yüzüne çıkması gerektiği bir dönemde, hayatlarımızda daha fazla sevgi ve dayanışma eksik olmamalı.