Türkiye ve Rusya arasındaki diplomatik ilişkiler, 105 yılı geride bıraktı. Bu süre zarfında iki ülke, tarihin çeşitli dönemlerinde zorluklarla karşılaşmış olsa da, genel olarak dengeli ve stratejik bir ortaklık geliştirmiştir. Geçmişten günümüze uzanan ilişkilere baktığımızda, bu bağların askeri, ekonomik ve kültürel alanlarda derinleştiği ve her iki ülkenin ulusal çıkarlarını gözetmekte önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Soğuk Savaş döneminde özellikle belirginleşen karşılıklı bağımlılık, günümüzde de pek çok farklı alanda kendini göstermektedir.
Rusya ve Türkiye’nin ilişkileri, 15. yüzyıla kadar uzanmakta olup, iki ülke arasındaki yakınlaşma ve çatışmalar zaman içerisinde değişiklik göstermiştir. 1920 yılında imzalanan Moskova Antlaşması, iki ülke arasında resmi diplomatik ilişkilerin başlangıcını simgeler. Soğuk Savaş döneminde iki ülkenin birbirine karşı olan tutumları gevşek bir denge oluşturarak, dolaylı bir iş birliğini beraberinde getirmiştir. Ancak, 1991 yılında Sovyetlerin çöküşüyle birlikte, ilişkiler yeni bir boyut kazanarak karşılıklı ekonomik ve ticari iş birliklerini teşvik etmiştir.
105. yıl dönümü itibarıyla, Türkiye ve Rusya'nın çeşitli alanlarda iş birliğinin arttığı gözlemlenmektedir. Özellikle enerji alanında önemli projeler geliştirilmiş, Türk Akımı gibi doğalgaz hatları sayesinde enerji güvenliğini artırma amaçlanmıştır. Bu bağlamda Türkiye, Rusya'nın doğalgazını Avrupa'ya taşıma noktasında stratejik bir konuma sahip olmaktadır. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret hacmi, son yıllarda artarak 30 milyar dolara yaklaşmıştır. Tarım, turizm ve inşaat sektörlerinde gerçekleştirilen ortak projeler, iki ülkenin ekonomik olarak birbirine bağlılığını pekiştirmiştir.
Sadece ekonomik ilişkilerle sınırlı kalmayan bu iş birliği, kültürel alana da yansımaktadır. Karşılıklı öğrenci değişim programları, kültürel festivaller ve sanatsal etkinlikler, toplumlar arasındaki bağın güçlenmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca, Türkiye ve Rusya, bölgesel güvenlik meselelerinde de iş birliğini sürdürmekte ve bu durum, iki ülkenin diplomatik ilişkilerini daha da güçlendirmektedir.
Ancak, her iki ülkenin de kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ilişkilerde zaman zaman gerginliklere yol açabilmektedir. Suriye iç savaşı ve Karabağ sorunu gibi bölgesel krizlerde farklı pozisyonlar almaları, ilişkileri test eden unsurlar arasında yer almaktadır. Yine de, iki ülke liderinin sağladığı siyasi vizyon ve diyaloğun sürdürülmesi, bu tür sorunların üstesinden gelinmesini sağlayan faktörlerdendir.
Sonuç olarak, Türkiye ve Rusya arasındaki diplomatik ilişkiler, 105. yıl dönümünde pek çok alanda derinleşmiş ve stratejik bir iş birliği halini almıştır. Her ne kadar çıkmaz sokaklar bulunsa da karşılıklı bağımlılık ve sürekli diyalog, iki ülkenin ilişkilerini daha sağlam hale getirmektedir. Gelecekte daha fazla ortak proje ve iş birlikleriyle, bu stratejik bağların daha da güçlenmesi beklenmektedir. Türkiye-Rusya ilişkileri, uluslararası alanda da bir denge örneği oluşturarak, çok yönlü bir diplomasi anlayışını temsil etmektedir.