Herkesin bir hayat mücadelesi vardır, bazıları için bu mücadele daha da zorlu ve anlamlıdır. Elif, babasını kaybettikten sonra adalet arayışına girmiş bir gencin hikayesini yaşıyor. Bu sadece bir aile dramı değil, aynı zamanda toplumsal bir olayın derinliklerine inmeyi gerektiren bir soru: "Bir can bu kadar ucuz mu?" Elif’in yaşadığı kayıp, ailesinin huzurunu çalan bir olayın sonucunda gerçekleşti ve şimdi, adaletin tecellisi için verdiği mücadelesi dikkatleri üzerine çekiyor.
Elif’in babası, hayatını insanların güvenliği için harcayan bir çevre aktivisti olarak biliniyordu. Ancak, bir gün bilinmeyen bir saldırgan tarafından hayatını kaybetti. Bu trajik olay, Elif’in ve ailesinin hayatını alt üst etti. O günden bu güne, Elif, babasının hatırasını yaşatmak ve onun adını duyurmak için büyük bir cesaretle adalet arayışına girdi. Türkiye genelindeki adalet sisteminin zayıflıkları ve bazı davalarda yaşanan süreçlerin karmaşıklığı, Elif’i daha fazla motive ediyor.
Elif'in, babasının cinayeti davasında yaşadığı gelişmeleri takip etmesi, bir yandan ağır bir yük haline gelirken, diğer yandan ona bir güç ve motivasyon kaynağı oluyor. "Babamın hayatı, benim için yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda adaletin peşine düşmemi gerektiren bir görev," diyor Elif. Bu adalet mücadelesinde kendisi gibi acı yaşayan birçok insanla bir araya geliyor, toplumsal bir farkındalık yaratmak için sivil toplum kuruluşları ile birlikte etkinlikler düzenliyor.
Elif, sadece kendi hikayesini anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda bu tür olayların üstesinden gelmeye çalışan herkese umut vermek için mücadele ediyor. Aile üyeleri ve arkadaşlarıyla birlikte, her fırsatta cinayet mağdurlarına destek olan platformlar oluşturmak için çalışıyor. Adalet arayışının sadece kendisi için değil, tüm toplum adına bir simge haline gelmesi gerektiğini savunuyor. "Bunu çığlık atmak için yapmıyor, yaralarımı sarıp, başka canların yanmasını engellemek için mücadele ediyorum." diyerek düşüncelerini dile getiriyor.
Elif’in arayışındaki en büyük zorluklardan biri, dava sürecinin yavaş ilerlemesi ve bazen masum insanların bile haksız yere damgalanmasıdır. "Adaletin geç geleceğini biliyorum ama benim için bu savaş burada bitmeyecek," diyor Elif. Her gün sosyal medya hesaplarından adalet çağrısı yapıyor, birçok insana ulaşmayı başarıyor ve bu sayede bir fark yaratmayı hedefliyor.
Tüm bu mücadeleleriyle beraber Elif, düşüncelerini yoğun bir şekilde kaleme alarak, bir kitap yazma hedefini de ortaya koydu. Amacı, kendi deneyimlerini ve başkalarının hikayelerini bir araya getirip, toplumda bir duyarlılık yaratmaktır. "Bir can bu kadar ucuz mu?" sorusu, Elif'in kitap projesinin ana temasını oluşturuyor. Babasından kalan bu acı mirasın geri dönüşü olmayan bir tarafı var; fakat Elif, bu konuda toplumsal bilinçlenmeyi artırma konusunda kararlı.
Sonuç olarak, Elif’in hikayesi sadece bir bireyin yaşadığı acının ötesinde bir anlam kazanıyor. O, bir jenerasyonun adalet arayışını temsil ediyor. Herkesin bir can kaybetmiş olabileceği, çok sayıda insanın benzer acılar yaşadığı toplumda, Elif gibi gençlerin adalet için savaşıyorken, birlikte hareket etmesinin önemi daha da belirgin hale geliyor. Elif, adalet arayışını yalnızca kişisel bir sadakat olarak görmüyor; bu, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk ve değişim yaratma çabasıdır.
Elif’in babasını kaybetmesinin ardındaki acı hikaye, her ne kadar yürek parçalasa da, onun adalet için verdiği mücadele örnek bir dayanışmanın, umut ve cesaretin simgesi haline geliyor. Gelecek için Elif gibi gençlerin sesleri artarken, adalet arayışı daha da güçlenecek. Şüphesiz ki, Elif’in hikayesinin ardında daha pek çok hikaye ve mücadele yatıyor. Unutmayalım ki, her kayıp, bir değişim ve umudun başlangıcı olabilir.