İstanbul'da meydana gelen trajik bir olay, kadına yönelik şiddetin toplumsal boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. İki çocuk annesi olan Aysel Y., evinde eşi tarafından silahla vurularak hayatını kaybetti. Olayın ardından çevre sakinleri büyük bir şok yaşarken, kadın cinayetlerinin artışı üzerine tartışmalar yeniden alevlendi.
Olay, İstanbul'un Bağcılar ilçesinde gerçekleşti. Aysel Y., sabah saatlerinde evinde, eşiyle henüz bilinmeyen bir sebepten tartışmaya başladı. Tanıkların ifadelerine göre, tartışma aniden büyüyerek şiddetli bir kavgaya dönüştü. Bu esnada eşi, evdeki bir tabancayı alarak Aysel Y.’ye ateş etti. Silah sesi, komşulardan bazıları tarafından duyuldu ve hemen polise haber verildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Aysel Y.'yi hastaneye kaldırdı, fakat tüm müdahalelere rağmen genç kadın kurtarılamadı.
Polis, olaydan sonra Aysel Y.’nin eşini gözaltına aldı ve konu hakkında soruşturma başlattı. Komşular, çiftin evli olmalarına rağmen sık sık tartıştıklarını belirtirken, Aysel'in eşine karşı büyük korku duyduğunu ifade ettiler. Aysel Y.'nin cinayete kadar giden bir ilişkide yaşadığı sıkıntılar, sosyal medyada da gündem oldu. Kadın cinayetleriyle ilgili sosyal medya platformlarında #AyselYİçinAdalet hashtag'iyle büyük bir kampanya başlatıldı.
Bu olay, Türkiye'deki kadına yönelik şiddet sorununu bir kez daha gündeme getirdi. Türkiye, son yıllarda kadına yönelik şiddet ve cinayetleri en yüksek oranlarda yaşayan ülkelerden biri. 2023 itibarıyla, sadece ilk dokuz ayda yüzlerce kadın cinayeti kayıtlara geçildi. Her yıl artan bu sayı, toplumsal bir sorun haline gelirken, devletin bu konuda attığı adımların yetersiz olduğu eleştirileri de yükselmeye başladı.
Uzmanlar, bu tür olayların önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor. Kadına yönelik şiddeti önlemek için eğitim, bilinçlendirme programları ve yasal düzenlemelerin etkili bir şekilde uygulanması gerektiği ifade ediliyor. Aysel Y.'nin ölümü, kadına karşı şiddete karşı duyarlılık oluşturması gereken bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Olayın ardından, pek çok kadın hakları aktivisti, sosyal medya üzerinden seslerini duyurmaya çalıştı. "Asla Susmayacağız" sloganıyla online olarak düzenlenen kampanyalarda, kadın cinayetlerine karşı toplumsal birliktelik çağrıları yapıldı. Bu noktada, Aysel Y.’nin cinayetinin, sadece bir bireyin trajedisi değil, aynı zamanda bir toplumun üzerinde taşıdığı yük olduğuna dikkat çekildi.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, kadın cinayetlerine dikkat çekmek, çözüm yolları aramak ve toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla tıpkı Aysel Y.’nin adıyla anılmaya devam ediyor. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiği çağrısı yapılıyor.
Sonuç olarak, İstanbul'da iki çocuk annesi Aysel Y.’ye yapılan bu acımasız saldırı, sadece bir kişinin hayatını kaybetmesiyle sınırlı kalmayıp, toplumda derin yaralar açmaktadır. Bu tür olayların yaşanmaması için toplumsal farkındalığın artırılması, yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve kadın hakları konusunda seferberlik gerekmektedir. Kadına yönelik şiddet artık bir sır değil, yaşanan her olay birer çağrı ve farkındalık oluşturma fırsatıdır. Aysel Y. için adalet arayışının da devam etmesi, toplumun bu konuda kayıtsız kalmayacağının bir göstergesi olarak önem taşımaktadır.