İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık ve en önemli şehirlerinden biri olarak, su kaynaklarının yönetimi konusunda daima dikkatli bir politika izlemek zorundadır. Su kaynaklarının yeterliliği, şehirdeki hayatın devamlılığı açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda İstanbul’un barajlarında son durum, kış aylarının bitmeye yaklaşmasıyla birlikte gündemde. Sıcak yaz aylarının gelmesiyle birlikte su ihtiyacının artacağı düşünüldüğünde, barajlardaki su seviyeleri yurttaşlar ve yetkililer tarafından yakından takip edilmekte. Peki, İstanbul’un barajlarındaki su durumu ne? Hedeflenen su seviyesine ulaşmak mümkün mü? İşte bu soruların yanıtları ve daha fazlası bu yazıda…
İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen barajlar, şehir için büyük önem taşımaktadır. İstanbul’da başlıca üç ana baraj bulunmaktadır: Ömerli Barajı, Elmalı Barajı ve Alibeyköy Barajı. Bunların yanı sıra, Sazlıdere, Terkos ve Pabuçdere gibi daha küçük barajlar da mevcuttur. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, bu barajların su seviyeleri, yıllık olarak değişkenlik göstermekte. Özellikle yaz aylarında su ihtiyacının artması, barajlardaki su seviyelerinin kritik seviyelere düşmesine yol açabiliyor. 2023 yılı içersinde, kış aylarının yeterince yağışlı geçmemesi durumu, su seviyelerinin beklenenin altında kalmasına neden oldu. Güncel verilere göre, İstanbul barajlarının doluluk oranı yaklaşık olarak %35 seviyelerinde seyrederken, bu durum, yaz aylarının gelmesiyle birlikte su krizine yönelik endişeleri artırmakta.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), su kaynaklarının yönetimi ve korunması konusunda çeşitli stratejiler geliştirmekte. Bunlardan en önemlileri; yağmur suyu hasadı ve geri dönüşüm projeleri olarak öne çıkmakta. İstanbul'da yapılacak olan yeni projeler, suyun daha verimli bir şekilde kullanılması ve saklanmasını sağlamayı amaçlamakta. Ayrıca, su tüketiminin artırılması noktasında da farkındalık yaratmak adına çeşitli kampanyalar düzenleniyor. Su tasarrufu konusunda, bireysel düzeyde alınan önlemler ile toplumsal bilincin oluşturulması hedeflenmekte.
İstanbul’un su durumu endişeleri artırırken, yetkililerin alacağı önlemler ve gerçekleştirilecek projeler, şehirdeki su krizinin önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle iklim değişikliğinin etkileri göz önünde bulundurulduğunda, İstanbul’un su kaynaklarını koruma yolları üzerinde daha fazla durulması gerekmekte. Herkesin konuya duyarlı yaklaşması, su tasarrufunu teşvik eden davranışları benimsemesi ise bu konuda atılacak en önemli adımlardan biri olarak değerlendirilmektedir.