Emeklilik dönemi birçok kişinin hayatında yeni bir başlangıç olarak görülebilir. Ancak bu yeni başlangıç, bazıları için sıradan bir yaşam tarzından uzaklaşmak, yeni hobiler edinmek ya da farklı iş kollarına yönelmek anlamına gelebilir. İşte bu bağlamda, yaşadığı şehri terk etmeyip emekliliğe giden yolu farklı bir üretim alanında değerlendiren bir kadın, pitaya üretiminde başarılı bir örnek teşkil ediyor. Kilosu 200 TL’den satışı yapılan pitaya, hem lezzeti hem de besin değeriyle dikkat çekiyor. Peki, bu kadın nasıl bir hikaye yazdı? İşte detaylar.
Emekliliğini birkaç yıl önce gerçekleştiren Ayşe Hanım, bir gün bahçesinde otururken pitaya meyvesini keşfetti. Tropikal bir meyve olan pitaya, aynı zamanda dragon fruit olarak da bilinir. Görünümü ve lezzetiyle son yıllarda popülerlik kazanan bu meyve, hem yetiştirilmesi kolay olması hem de yüksek bir pazarlama potansiyeli sunmasıyla biliniyor. Ayşe Hanım, “Emekliliğin bana sunduğu zamanı değerlendirmek istedim, bu yüzden pitaya üretmek üzerine yoğunlaştım.” diyor.
Pitaya üretimine ilk adımını atan Ayşe Hanım, çeşitli eğitim programlarına katıldı ve internette araştırmalar yaptı. Bu süreçte, pitaya bitkisinin iklim ve toprak koşulları konusunda doğru bilgiye ulaştı. Akabinde, yerel bir tarım desteği alarak bahçesinin bir kısmında pitaya ekimine başladı. Başlangıçta sadece birkaç fidanla bu işe başlayan Ayşe Hanım, şu anda 500’den fazla pitaya bitkisine sahip.
Üretim süreci sırasında Ayşe Hanım, yerli çiftçilerle iş birliği yaptı ve onlardan gelen desteklerle pitaya üretimindeki teknik bilgiyi geliştirdi. “Bu bitki hem az su tüketiyor, hem de kısa sürede yetişiyor. Bu durum, üretim sürecini oldukça hızlandırıyor.” diyen Ayşe Hanım, bu sayede yerel ekonominin canlanmasına katkıda bulunuyor. Kilosu 200 TL gibi bir fiyattan satılan pitaya, hem sofraların vazgeçilmezi oldu hem de olgunlaşmadan bahçeden toplanabilmesi sayesinde Ayşe Hanım’a iyi bir kazanç sağladı.
Ayşe Hanım, ürünlerini hem yerel pazarlar hem de online satış platformları aracılığıyla tanıtarak daha geniş bir kitleye ulaşmayı başardı. Müşterilerinin yanı sıra, çeşitli işletmelerin de dikkatini çeken pitaya, sağlıklı yaşam arayanların tercihi oldu. "İnsanlar, sağlıklı ve taze meyve arayışında oldukları için, pitaya benim için bir şans." diyerek bu fırsatları değerlendirdiğini vurguladı.
Pitaya’nın sağlık faydaları da insanların bu meyveye yönelmesinde büyük bir rol oynuyor. Zengin vitamin ve mineral içeriğiyle dikkat çeken pitaya, bağışıklık sistemini güçlendirirken, sindirim sistemine de katkılar sunuyor. Ayşe Hanım, üretim sürecine katkı sağlamak için organik tarım yöntemlerine yöneldi ve böylece değişen tüketim alışkanlıklarına uyum sağladı.
Ayşe Hanım’ın pitaya üretimi serüveni, sadece bir iş fırsatından ibaret değil. Aynı zamanda emeklilik sonrası hayatında bir anlam bulmanın ve çevresine fayda sağlamanın simgesi haline geldi. Yaşadığı yerin doğal güzelliklerine duyduğu aşk sayesinde, pitaya üretme kararlılığına içten bir bağlılık geliştirdi. "İnsanlara bu meyvenin faydalarını göstermek ve tanıtmak istiyorum. Ayrıca, çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik konularında da farkındalık yaratmak benim için önemli." diyerek, bu konudaki kararlılığını belirtti.
Sonuç olarak, Ayşe Hanım’ın pitaya üretimine olan ilgisi ve aldığı başarılı sonuçlar, birçok emekliye ilham kaynağı olabilir. Emekliliğin sadece dinlenmek olmadığını, yeni fırsatlar keşfetmek ve topluma katkı sunmak için bir dönem olduğunu gösteriyor. Herkesin kendi potansiyelini keşfetmesi gerektiğinin altını çizen Ayşe Hanım, “İş hayatım bitti diye düşünmemeliyiz. Öğrenmeye ve üretmeye devam etmeliyiz.” dedi. Böylece, emekli olduktan sonra pitaya üretiminde başarılı bir örnek oluşturarak, herkesin dikkatini çekmeyi başardı.